3 Ocak 2015 Cumartesi

Ölü Ozanlar Derneği- N. H. Kleinbaum

Bir lise öğretmeni düşünün ki, çalıştığı okulun tüm katı kurallarına karşı çıkarak, sınıfına "özgür düşünce"yi aşılamaya çalışıyor ve bunu yaparken kimsenin aklına gelmeyecek bir yöntem izliyor. İşte İngilizce öğretmeni Bay Keating tam olarak böyle biri... Kendisinin de zamanında mezun olduğu okulda öğretmenlik yapmaya başlaması, okuyucuda "bir borcu ödüyor" düşüncesini oluştursa da bu uzun sürmüyor çünkü Bay Keating'in asıl amacı kendini belli ediyor. Zaman içinde, tüm öğrencilerin kendilerini bulmalarında, hayattaki mutluluğu keşfetmelerinde ve cesur olmalarında en büyük dayanak haline geliyor Bay Keating.

Tüm bu öğrencilerin içinde bir grup var ki onlar bu macerayı daha da ileri
bir noktaya getiriyor. Öğretmenlerinin eskiden üye olduğu "Ölü Ozanlar Derneği"ni okul yıllığı sayesinde keşfedip, derneği yeniden faaliyete geçiriyorlar. Tüm gözlerden uzakta, gizlice yürüttükleri toplantılar, her birinin ruhunu diriltiyor; şiirin ve müziğin ahengiyle hiç olmadıkları kadar "kendileri" olmalarını sağlıyor. Bir süre sonra, geçmişinde önemli bir yere sahip olan Ölü Ozanlar Derneği'nin yeni üyelerinden Bay Keating'in de haberi oluyor ve elbette ki onları destekliyor.

Ancak öğrencilerin "bugünü yaşama" aşkı, çevrelerindeki otoriter güçler tarafından bastırılmaya çalışıldığında, ailelerin onlara çizdiği hayat ile kendi hedeflerinin kesişmediği alenen ortaya çıktığında, tüm yaşamları içinden çıkılmaz bir karmaşaya dönüşüyor. Bu karmaşa bir cenazeye sebep oluyor.


"Ormana gittim, çünkü bilinçli yaşamak istiyordum. Hayatı tatmak ve yaşamın iliğini özümsemek istiyordum! Yaşam dolu olmayan her şeyi bozguna uğratmak için. Ve ecel geldiğinde fark etmemek için hiç yaşamamış olduğumu."




"Bugünü yaşa. Yaşamınızın olağandışı olmasını sağlayın."

"Bu güç oyunu sürüp giderken,
Sen de katılırsın belki birgün, kendi dizelerinle."

"Sanki asla yaşamamışım gibi hissediyorum. Yıllar yılı hiçbir şeyi tehlikeye atmadım. Ne olduğum ya da ne yapmak istediğim hakkında hiçbir fikrim yok."

"Bir insan ne başarabileceğini görmek için, tamamen yalnız olmalıdır."

"Gökyüzü ya da bir kızın gülüşü, ne konuda olursa olsun yazın ve sonunda şiirinizin kurtuluş gününü, kıyamet gününü ya da herhangi bir günü anımsatmasını sağlayın."

"Gerçek, altında ayağınızın buz kestiği bir yorgana benzer!"

"Ölümüme bile sebep olsa yine de Carpe Diem!"

"Ormanın içinde kesişen iki yol vardı ve ben en az ayak izi olan yolu seçtim./ İşte farklılık budur."
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder